Ana Menü
Ana Sayfa
Hoşgeldiniz
Kullanıcı Adı:

Parola:


Beni hatırla

[ ]
[ ]
Çevrimiçi
Ziyaretçiler: 3, Üyeler: 0 ...

en çok ziyaretçi: 198
(Üyeler: 0, Ziyaretçiler: 198) tarih : 26 Dec : 10:30

Üyeler: 485
En yeni üye: Halit
Sayaç
Bu sayfa bugün ...
toplam: 5
tek: 4

Bu sayfa genel ...
toplam: 95359
tek: 47135

Site ...
toplam: 791885
tek: 183551
Son Ziyaretçiler
  • ??
    [ 0 yıl, 8 ay, 3 hafta, 6 gün, 16 saat, 47 dk., 46 sn. önce ]
  • ajaboj
    [ 0 yıl, 9 ay, 0 hafta, 5 gün, 6 saat, 57 dk., 24 sn. önce ]
  • ubilomah
    [ 0 yıl, 9 ay, 0 hafta, 6 gün, 14 saat, 25 dk., 34 sn. önce ]
  • İSKENDER
    [ 1 yıl, 2 ay, 3 hafta, 1 gün, 0 saat, 56 dk., 10 sn. önce ]
  • Yildirim
    [ 1 yıl, 7 ay, 3 hafta, 0 gün, 21 saat, 52 dk., 37 sn. önce ]
  • moylan
    [ 1 yıl, 8 ay, 2 hafta, 0 gün, 3 saat, 36 dk., 39 sn. önce ]
  • merk
    [ 1 yıl, 9 ay, 1 hafta, 5 gün, 15 saat, 10 dk., 54 sn. önce ]
  • ohoquvyx
    [ 1 yıl, 10 ay, 0 hafta, 1 gün, 19 saat, 31 dk., 47 sn. önce ]
  • fomibaw
    [ 2 yıl, 0 ay, 1 hafta, 2 gün, 7 saat, 13 dk., 53 sn. önce ]
  • mrCharlesgen
    [ 2 yıl, 1 ay, 0 hafta, 0 gün, 19 saat, 12 dk., 31 sn. önce ]
Diğer Haberler
Çeşitli Haberler
SİTE KULLANIMI HAKKINDA
Site Müziği Hakkında
Sarılar Köyü Hakkında

Orta Asya steplerinden 1210 yılında yapılmakta olan yolculuk , Sarı Kadın ve çocukları için , Rumkale yakınlarında sona erdi. Bu toprakları yurt edinen Çepni Ailesi , zaman içerisinde çoğalarak , bölge de bir çok Çepni Köyünün oluşmasına zemin hazırladı. İçe dönük bir yaşantı ile , Asya Oğuz kültürünü günümüze kadar yaşatmayı başarabilen nadir yerleşim bölgelerinden birisi olarak günümüze geldiler. Ziyaret adı verilen kutlamalar , gelenek ve göreneklerin yaşatılmasında en önemli göstergelerden birisi olarak sıralanabilir. Ziyaret bölgesinde , gönüllerde yeşertilen Hayat Ağaçları var olduğu sürece Oğuz Çepni boyu bu toprakları yurt edinmeye devam edecektir.
Çepni Boyu Hakkında

Oğuz Kaan Destanında , Oğuzhan yaşarken Boz Oklar ve Üç Oklar diye ikiye ayırdığı altı oğlu vr yirmi dört torunu olduğunu bildirilmektedir. Oğuz’un vefatı sonrası yerine Kün Han geçmiştir. Oğuz Atanın çok değer verdiği ve bilge bir kişi olan Irkıl Hoca , devletin devamlılığının sağlanması, ileride bir kargaşa meydan gelmemesi için, Oğuz Kaan’ın yirmi dört oğula birer lakap ve birer ongun ve hayvanlarına vurmaları için de birer damga tespit edilmesinin gerekli olduğu Kün Han’a söylemiştir. Kün han fikri beğenmiş ve Irkıl hocayı bu işi yapmak üzere görevlendirmiştir. Irkıl Hoca’nın da yirmi dört evladın her birine birer lakap, birer damga ve birer ongun tespit etmiştir.
Bu kaynağa göre Çepni, Üç Oklar’ın en büyüğü olan Kök Han’ın dördüncü oğludur. İlk kez bu destanda Çepni’nin manası üzerinde durulmuş ve Çepni, ”Nerede düşman görse durmayıp savaşan” (Kandaki yağı göre, derhal savaşır ve çarpar. Bahadır) şeklinde tanıtılmıştır. Ongununun ”Sunkur: Umay”, Ülüşünün (şölendeki et payı), Sol karı yağrın, sol yanbaş olduğu belirtilmiş ve damgası verilmiştir.
Sarılar.Cc Hakkında

Bu site , Türkmen Çepni Boyuna ait Sarılar Köyü'nün ,
Zengin kültürel dokusuna ait örnekler sunmak ,
Geçmiş ve geleceği üzerinde , sağlam Köprüler oluşturmak amacı ile kurulmuştur.
Kültürel kesitler ve bölgeye ait güncel haberler dışında
hiç bir vizyonu bulunmamaktadır.

Ali Aktan Şahan

Üyelik için Lütfen İsim Soyadınızla Birlikte , Köy ve Lakabınızı belirtiniz.
Sarılar.Cc
Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke'ye,
Eşek Derviş mi olur taş çekmekle tekkeye?.
Prof.Dr.ALİ ÇELİK GAZİANTEP'TE İDİ



Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi ve Bölüm Başkanı Prof.Dr.Ali Çelik Gaziantep'te Çepni Kültürü üzerine araştırmalarda bulundu. Tüm hayatını Oğuzların Gökhan'a bağlı Çepni kültürüne Vakfetmiş olan Prf.Dr.Ali Çelik , Çepniler üzerine sayısız yazılı kaynaklara imza atmıştır.

Yusuf Dede Karkın ve Musa'i Kazım postlarının Dedeleri sayesinde inanç kimliğini bölgede koruyabilmiş olan Çepniler , içine kapalı bir hayat sürdürmesi sebebi ile de Tarihi dokuyu en az kayıpla günümüze taşıyabilmiş nadir topluluklardan birisidir.
Çepni toplumunun Anadolu'nun her yöresinde var olduğu ve kültürel yapısının bozulmadan günümüze taşınması ile Oğuz Türk toplumu hakkında daha gerçekçi bilgilere ulaşılabilmesine yardımcı olduğunu söyleyen Prof.Dr.Ali Çelik , bu kültürün yapılacak çalışmaların gelecek yüzyıllara mutlaka taşınması gereken kodlar olduğunu önemle vurguladı.
Gaziantep Merkezinde, Yusuf Dede Karkın Dedelerinden Ali Dede ( Kocaakça ) ile birlikte yapılan sıcak dost sohbetlerne
Gaziantep Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü kayıtsız kalmamış değerli Akademisyen Mustafa Gültekin'de Çepni tarihinin kodlarının yazılmasında bizlerle birlikte olmuştur.



Milelis Köyü Ziyaret Alanı ( Seyit İbrahim Çelebi Türbesi ) , Sarılar Köyü ( Kel Mehdi Türbesi ), Yarımca ( Balıklı Göl ), Kuzuyatağı Hacı Küreyş ve Seydi Küreyş Ziyaretlerinde araştırmalarda bulunan Prf.Dr.Ali Çelik'e ziyareti sırasında, Ali Aktan Şahan ve Gaziantep Üniversitesinden Dç.Dr. Mustafa Gültekin, İskender Korkmaz, Ünal Şenkaya ve Alperen Enes Şahan eşlik ettiler.

Yukarı Kayabaşı Musa'i Kazım postundan Nadir Keskin'in evinde misafir olan Prf.Dr.Ali Çelik ile Mehmet Keskin ( Mamey Dede ) 'nin sohbetlerinde, masaya yatırılan Çepni kültürü ve Cem Türenlerine ait bilgi alışverişi ile bir çok soru cevap buldu. Yakın bir zaman sonra bir çok eserine bir yenisinin daha eklendiği müjdesini veren Prf.Dr.Ali Çelik , Çepni Kültürünün yapısı ve güzelliği hakkında yapılan çalışmalara hiçbir zaman nokta konulamayacağını ifade etti.

Yapılan söyleşilerde , Türkmen Çepni Kültürünün yok edilemez dokusunun , Anadolu'nun her köşesinde yaşamaya devam ettiği sonucu çıktı ve Birlik , beraberlik ve kardeşlik üzerine güzel ve anlamlı mesajlar verildi.

Çepni köylerimizin gelenek , görenekleri hakkında alınan ön bilgi sonrası saha çalışmaları için köylere gittik. Sırası ile aile kurumu türküler ve deyişler , düğün , ölüm , defin , yemek , askerlik gibi konularda yapılan söyleşiler , yaşamaya devam eden saygın Çepni kültürünün binlerce yıllık dokusunun , Gaziantep Çepnileri tarafından korunduğu ve korunmaya devam edeceğinin bir ispatı olmuştur.

Prof.Dr.Ali Çelik , Vilayet'i Çepni'den getirdiği sıcacık sohbetleri ile dost ve akraba Karadeniz Çepnileri hakkında bilgiler sunarak kültürel dokunun kaynaşmasında önemli bir katkıda bulunmuş oldu.


Yukarı Kayabaşı Köyünde , Musa'i Kazım Postu Sahipleri Mamey Dede (Keskin) ve Nadir Dede ( Keskin ) tarafından ağırlandık. Sohbet ve Çayların lezzetinde güzel bir gece oldu. Musa'i Kazım Postunun Gaziantep'ten Çepni Köylerine bir kısım Taliplerle göçü , bölge de birlik olunması , Seyit İbrahim Çelebi Hazretleri , Hacı Küreyş ve Ailesi , Çepni Müziği ve Türküleri , Örf Adet ve Gelenekler , Mamey Dedemizin Musa'i Kazım Duası ve Nadir Keskin Dedemizin Sazı Sözü Prof.Dr.Ali Çelik'i hayli etkilemişti. Çok sıcak dostlukların temelleri atılmış oldu.

Hasanoğlu ve Kızboğan köylerinde Muhtar tarafından ağırlanılan Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi Öğretim görevlileri, halk ile söyleşilerinde oldukça keyifli saatler yaşadılar. Kültürel mirasın en etkili aktarımı olan sözlü anlatım halkımız tarafından misafirlerin zihinlerine nakş edildi. Bu arada gittiği her yerde çocuklara karşı olan sevgisi gözlerden kaçmayan Prof.Dr.Ali Çelik , bir anda yaşça küçük olan Çepnilerin sevgili dedesi oluverdi.

Prof.Dr.Ali Çelik ile Çepni üzerine yapılan çalışmalara devam ederken , Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Akademisyen Süleyman Ünüvar bizlerle oldu. Saatler süren Çepni Kültürü ve tarihi üzerine yapılan sohbetler sonrasında daha çok çalışmanın gerekliliği , ana fikir olarak kendisini ortaya koymaya başlamıştı.

Yarımca Balıklı Gölde halk ile yapılan söyleşiler sonrasında Dilek Ağaçlarına birlikte Niyaz ve Dualar ederek Murat Bezleri bağladık. Hepimizin ortak dileği ise Çepni Kültürünün yarınlara bozulmadan taşınması ve kültürümüzün güzelliklerinden diğer toplumlarında yüzyıllarca olduğu gibi bundan sonrada faydalanabilmesi idi.

Ali Çelik Kimdir ?

05.08.1946 tarihinde Erzurum’un İspir kazasında doğdu. İlk ve ortaokulu Hasankale’de, liseyi Erzurum’da bitirdi. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 1972’de İçel Mut Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak göreve başladı. 1976’da Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü’ne tayin edildi. 1981’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanarak, Bakanlıklar Arası Ortak Kültür Komisyonu tarafından yurt dışındaki Türk çocuklarının eğitim ve öğretimini yürütmek üzere Almanya’ya gönderildi. Altı yıl bu ülkede görev yaptıktan sonra 1987’de Türkiye’ye döndü ve KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1988’de Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde başladığı doktora çalışmasını 1993’te tamamlayarak Edebiyat Doktoru unvanını aldı. 1994’te Yardımcı Doçent, 1996’da Doçent, 2003’te Profesör oldu. Hâlen KTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi ve Bölüm Başkanı olarak görevine devam etmektedir.
Prof. Dr. Ali Çelik’in Türk Halk Bilimi ve Halk Edebiyatı ile ilgili çok sayıda eseri bulunmaktadır.
Evli, iki çocuk ve beş torun sahibi olan Prof. Dr. Ali Çelik iyi derecede Almanca bilmektedir.



http://www.haberler.com/prf-dr-ali-celik-gaziantep-te-3780079-haberi/
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Tuesday 06 January 2009 - 21:32:06 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
Kel İnsanlar ve Ermişler
Kel İnsanlar ve Ermişler

Keloğlan, Türk dünyasında yer alan önemli bir masal kahramanıdır. . Türk halk kültüründe adı geçen akıllı ve bilge bir kahramandır. En olumsuz durumlarda bile aklı sayesinde kurtulmayı başarır. Kurnaz ve iyi kalplidir. Şansı hep yaver gitmektedir ve sonuçta her zaman güler. Televizyonlarda Rüştü Asyalı ile tanıdığımız Keloğlan haksızlıklara karşı hiç bir zaman tahammül edemez.

Ben bir garip keloğlanım
Eşeğimin yok palanı
Varım yoğum doğruluktur
Hiç de sevmem ben yalanı.
Bir koca karı anam var,
Birkaç tavuk tavuk,bir de inek
Her gün konar kel kafama
Evsiz kalmış birkaç sinek

Dizelerinde de görüldüğü üzere , doğruluk ve dürüstlüğü , zalimin karşısında mazlumun yanında olması özelliklerindendir.
Keloğlan aynı zamanda halkın dilidir. Sevgi denizidir. Güzellikler düşkünü ve saf yaratılışlı bir erdemdir.

Sen Bir Aysın ...
sen bir aysın ben kara gece
gel derim gel derim gel derim
bu can senin sersebil ettim
al derim al derim al derim
sorsan bağın yaresini de
gül derim gül derim gül derim
şerbet diye zehirde versen bal derim
ben bozkırım sen yağmursun
gel hadi gel hadi gel hadi
kuru dalım bana da çiçek
ol hadi ol hadi ol hadi
ben ağlayım yeter ki sen gül
gül hadi gül hadi gül hadi
gitme sakın kal orda biraz kal derim
kilim gibi ser beni yola
ser beni ser beni ser beni
garip çiğdem gibi de dağdan
der beni de beni der beni
bir kerem'den bir köroğlu'ndan
sor beni sor beni sor beni
anlatsınlar şu kel oğlanı bil derim

Her kutlu ozanda olduğu gibi türkü ve saz yeteneğine sahiptir.

Eski inanmalarımızda ise diğer dünya ile ilişki kurabilen , dünyalar arasında gidip gelebilen , yıldızlar arasında dolaşabilen , bilgeliği ile Atalar tarafından kabul gören ve değer verilen bir insandır. Kelliğin kadın tiplemeleri vardır. Uzun saçlı kadın temasının tam tersi olan kellik bir kadında görülüyor ise bu çok önemli bir işarettir. Kel Kamlar ölüleri bile diriltme gücüne sahip görülmektedir.

Gökyüzünde dolaşabiliyor olmasının yanı sıra gök olaylarına da hükmedebiliyor olması , anlık olarak hava şartlarını değiştirmesi ile bilinir.
Manas destanında kahin bir kelden bahsedilirken , Türk boyu Moğollar da şive değişikliği ile Kel , Gal olarak telafuz edilmekte , aynı zamanda Gal adında , Ateşe hükmede bilen bir Atalar Ruhundan bahsedilmektedir.

Kellik Türkler arasında önemini koruyan bir ön lakaptır.

Sarılar , Miseri , Hasanoğlu , Kızboğan başta Çepni Köylerinde Dedelik vazifesini yapan Yusuf Dede Kargın Dedelerinde önemli bir yer tutan KEL MEHDİ DEDE bunun en önemli örneklerindendir.
Sayısız hüner ve kerameti olan Yusuf Dede Kargın Dedesi Kel Mehdi , Vefatının sonrasında , bölgede aradan uzun zaman geçmiş olsada unutulmayan çok önemli bir insandır.
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Saturday 20 December 2008 - 00:24:08 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
Kazdağı Ve Sarı Kız Efsaneleri
Kazdaği Ve SARIKIZ Efsaneleri


Yine Çepniler ve yine köklerimiz.. Bu yazı dizisinde , sizlere yine bazı araştırmacıların yazılarından alıntılar da yaparak Balıkesir’in Edremit ilçesi sınırları içerisinde ve Edremit körfezinin kuzeyinde yer alan Kaz Dağlarında ki bir efsaneden bahsetmeye çalışacağım. SARIKIZ EFSANESİ.. Sarıkız Tepesi ve Babatepe (Kartaltepe) adında iki zirvesi bulunan Kazdağı, deniz seviyesinden yaklaşık 1800 m. yüksekliktedir.
Antik Yunan Mitolojisinde , sayısız hikayeye konu olmuş Kaz Dağları , Türkmen Çepni Alevi kültürü içinde çok önemli bir yaşayan efsaneye ev sahipliği yapmaktadır.

Gaziantep ili Yavuzeli ilçesi Sarılar Köyü mevkiinden yola çıkan Çepni Kolu yaşadığı onca ıstırap sonrası , Sarı Kadının oğlu Selman liderliğinde bu bölgeye ulaşmıştı. Anne ve kardeşlerini bıraktığı yerden yüzlerce kilometre uzakta idi. Selçuklu Devletine sığınmışlar ancak Yörük oldukları için Konya'ya kabul edilmemişlerdi. Nihayetinde Bir bölümü Kaz Dağlarının eteklerine ulaşmış , bu bölgeyi yurt tutmuştu. Bu göç ve beraberlerinde getirdikleri kültürel dokunun etkisi olduğuna inandığım bir efsanede bölgede adını duyurmaya başlamıştı.

Türkmen Çepni Alevi kültürünün bir çok izine sıkça rastlanan bölgede , Sarı Kız Türbesinde yakılan mumlar bağlanan çaputlar , Adeta Sarılar Köyünde ki Ziyaret Alanında ki adetlerle ölçüşmektedir.


Şimdi '' Devamını oku '' yazısını seçerek efsaneye şöyle bir göz atalım...




[ Devamını oku... ]
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Saturday 20 December 2008 - 00:17:14 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
Çepni Kültüründe Sarıkız Efsanesi ve 18-25 Ağustos Sarıkız, Cılbak Baba ve 40 Evliyalar Ziyaretleri
Türkmen Çepni Kültüründe Sarıkız Efsanesi ve 18-25 Ağustos Sarıkız, Cılbak Baba ve 40 Evliyalar Ziyaretleri

Efsaneler yurdu Anadolu' nun özü çok derinlerde olan söylencelerinden sadece biridir "ida". Troialı Priamos' un torunlarından kalan bir efsanedir günümüze ulaşanlar... bugün bile dolu dolu yaşanır dillerde, gönüllerde.

İnsan düşüncesinde, Tanrı her zaman yücedir! Yüksek yerlerde aranır. Bu nedenle Antik Çağ' da büyük tanrıların hepsi dağ doruklarında ve yalçın kayalıklarda saygı görmüşlerdir. "Olympos" da başı dumanlarla kaplı "yüce dağ" anlamını taşır genelde. Anadolu' nun aynı şekilde adlandırılmış çok sayıdaki dağlarından biri de, Troas Olympos' u; ünlendiği adıyla İDA (KAZDAĞI) dır






[ Devamını oku... ]
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Saturday 20 December 2008 - 00:15:31 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
Çepnilerin Anadolu'nun Türkleştirilmesindeki Yeri Ve Önemi - 1


Çepnilerin Anadolu'nun Türkleştirilmesindeki Yeri Ve Önemi - 1

Prof.Dr.Ali Çelik
Anadolu’nun bir Türk vatanı olmasında çok önemli rol oynadıkları tarih otoriteleri tarafından kabul edilen Çepnilerin Anadolu’daki varlıkları 12. yüzyıla kadar gitmektedir.

Bunların Anadolu’ya nasıl geldikleri,nerelere yerleştikleri,nasıl yayıldıkları hakkında ise ayrıntılı bilgiye sahip değiliz.12. ve 13. yüzyıllara ait belgeler daha çok Çepni varlığından ve onun menşeinden söz etmekte,daha sonraki yüzyıllarda ve özellikle16.yüzyıldan itibaren tutulmaya başlayan Osmanlı tahrir defterlerinden alde edilen bilgiler,Çepnilerin Anadolu’nun iskanında ve Türkleşmesinde oynadıkları büyük rolü ortaya çıkarmaktadır.

ÇEPNİLERİN MENŞEİ VE ÇEPNİ ADININ MANASI

Çepnilerden söz eden büyük kaynaklar,onları Oğuz Türklerinin bir boyu olduğunda görüş birliği içindedirler.Çepnilerden söz eden en eski yazılı kaynak Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1076 yılları arasında yazılan Divanü Lûgati’t Türk’tür.Türk dili,tarihi ve kültürü yönünden çok zengin bir hazine olan bu eserde Kaşgarlı Mahmud ,Oğuz boyları hakkında da bilgi verirken,Oğuzların yirmi iki bölük olduğunu,her bölüğün ayrı bir belgesi ve hayvanlarına vurulan bir alameti olduğu belirttikten sonra birinci boy olan Kınık’tan başlayarak tek tek bütün bölükleri tanıtır.Çepni boyu Kaşgarlı’nın yirmi iki bölüğe ayırdığı Oğuzların yirmi birincisidir.




[ Devamını oku... ]
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Friday 12 December 2008 - 23:01:09 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
ÜYELİK İŞLEMLERİ
SİTE İÇİ GEZİNTİ İÇİN LÜTFEN ÜYELİK ALALIM

Değerli arkadaşlar ,
Site üyelik alımlarında ,
''İSİM'' , ''SOYADI'' , ''AİLE'' ,''LAKAP''bilgilerinizi lütfen eksiksiz giriniz
Aksi durumda , ÜYELİKLERİ AKTİF edilmemektedir.
ÜYELİK AKTİVASYONU 24 SAAT İÇİNDE YAPILMAKTADIR
''Yani bizim insanımız değilse veya bilgileri eksik girilmiş ise başvuruları iptal ediyorum !!''

Ali Aktan Şahan

Bu İnternet Sitesin de , Gelir elde etmeye yönelik hiç bir reklam yazı, logo , resim vs. kabul edilmez.
Whether at this Website Revenue for obtaining any advertising text, logo, pictures, etc.. not accepted.
Будь на этом сайте Выручка для получения любой рекламный текст, логотип, фотографии и т.д.. не принимаются.
Ob in diesem Website-Einnahmen für den Erhalt jede Werbung Text, Logo, Fotos, etc.. nicht akzeptiert.
Que ce soit à ce revenu de site Web pour obtenir le texte de la publicité, logo, images, etc. pas accepté.
Sia in questo sito Web delle Entrate per ottenere qualsiasi testo pubblicitario, logo, immagini, ecc. non accetta
ta.
Gönderen : Aktan Şahan tarih : Thursday 30 October 2008 - 00:06:41 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
ÇELEMİ - ATALAR SU KÜLTÜRÜ
Çelemi , Sarılar Köyüne yakın bir mesafede , Fırat Nehrinden yaklaşık 40 metre yukarıda , önünde küçük bir yapay havuz oluşturulmuş bir mağara idi. Bu mağara eğilerek girilebilen bir giriş sonrası , içerisinde 7, 8 metre uzunlukta 5,6 metre genişlikte büyük bir oda görünümlü kısma ulaşılıyordu. Karanlığa doğru giderek daralan ince uzun ve ileri kısımlarında bir insanın giremeyeceği kadar dar , derinliklerinde kaybolan bir mağara idi. Bu ince uzun tünelin içerisinden , bir kaynak suyu gelmekte , zaman içerisinde oluşturduğu yosunların kokuları mağaraya yayılmakta idi.



Yakın bir zamana kadar , Sarılar Köyü halkı Çepniler tarafından Fırat Nehri kıyısında, Mayıs ayının ikinci Pazar günü gidilen bir ziyaret alanı bulunmakta idi. Bu mağarada Çepni insanları , kurbanlar kesmekte ve niyaz ettiği mağara ve su aracılığı ile Allah’tan dileklerde bulunmakta, dualar etmekteydiler. Bölgede yapılan barajlar sonrası , sular yükselmiş Mağara baraj altında kalmıştır. Çelemi Mağara ziyareti 2000'li yılların ilk yıllarına kadar bölge, yıllar boyu Çepni Halkının toplu olarak belirli günlerde gittiği , yanı sıra adanan adaklar sonrası yakın aile bireylerinden oluşturulan topluluklarla , lokal olarak ziyaret alanı olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Çelemi Mağara / Su Ziyaretine gidenler mağara duvarlarına taşlar yapıştırarak dileklerinin kabul edilip edilmeyeceğini sınamakta ve bu şekilde dileklerde bulunmaya devam etmekteydiler. Bu taşların yapışması için inanç çok önemli idi. Nitekim , inancı kuvvetli olanların taşlarının , adeta bir mıknatıs gibi yapıştığı söylencesi , bölge halkı Çepniler arasında sürekli konuşulurdu.

Aynı şekilde mağara ve civarına mumlar yakmakta , bu mumlar ile Allah'tan dileklerde bulunmaktaydılar. Yıl içerisinde dilekleri kabul görenler ile yeniden dileklerde bulunacaklar , Toplu olarak gidilen gün dışında da Çelemi Mağara Su ziyaretine gitmekteydiler.

Kesilen kurbanlar , toplu yemekler yapılarak birlikte yenilmekte , zengin ve fakir kavramı bir kenara itilerek,eşit ve kardeşçe bir ortamda zaman geçirilmekteydi.Yine aynı şekilde mağara içerisinde ki gölde , el ve yüzler yıkanarak , hastalık ve dertlerden korunmaya çalışılırdı.

Halkın bir araya gelmesi ile büyükler , önemli konular hakkında birlikte müzakere ederler , dargınları barıştırır , ortaklaşa yapılacak İMECE işleri için karar alırlardı. Burada büyükler tarafından , çocukları için alınacak evlilik kararları , daha makbul sayılırdı.

Türklerin İslam inancı içerisinde yer bulan Mağara Kültü , kutsallığını korumuş , inançların yönlendirmesi ile ,doğru sözlü olmak , ikrardan dönmemek gibi konularda Halk kültürünüde olumlu olarak etkilemeye devam etmiştir.

Türklerde Mağara ve Atalar Kültürü;
Hunlar Ongın Irmağı civarında ,Kök Türkler ve Uygurlar Tamir Irmağı kıyısında , her mayıs ayının ikinci haftasında , Gök Tanrı'ya, Atalara , at ve koyun kurban ederlerdi. Yine Sonbaharda Tai’linde aynı törenler yapılırdı. Kurban olarak aygır ve koç kullanılırdı; yani kurbanlar, hayvanların erkeklerinden olurdu. Çin kaynaklarından öğrenildiğine göre, Asya Büyük Hun Kaganlığı çağında Türkler arasında kutsal bir Ata Mağarası inancı vardı. Yılın aynı günü Kağan başkanlığında ve büyük törenlerle mağara ziyaret edilirdi . Halk , Kamlar eşliğinde bu mağaralarda kurbanlar keser , dileklerde bulunurdu.Mağara duvarlarına , Atalardan istedikleri dileklerin kabul edilip edilmediğini anlamak için
taşlar yapıştırırlar dı. Taş mağara duvarına yapışır ise dileklerinin kabul olacağına inanırlardı. Yine mağaraların içinde çıralar yakarak ortamı aydınlatırlar , bu hizmetleri karşılığında korunacaklarına ve bereket kazanacaklarına inanırlardı. Etrafa kutlu kayın ve meşe ağaçları
dikerek mağara civarını kutlu ormanlar ile dokurlardı.Kök Türk Devleti'nin yıkılmasından sonra, 748 yılında



[ Devamını oku... ]
Gönderen : aktan tarih : Wednesday 22 October 2008 - 00:54:13 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur

Gönderen : Aktan Şahan tarih : Tuesday 22 October 2013 - 21:33:00 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
ÇEPNİ

Gönderen : Aktan Şahan tarih : Monday 05 November 2012 - 09:13:10 |Bu öğe yorumlara kapalı |birine eposta yazdır Bu haber öğesinin pdf dökümanını oluştur
Sayfaya git       >>  
SARI ARSiV
Mayıs Yedisi ve Otçu Göçü Öncesi Aktan Şahan @ (16 Oct : 00:25) (Çeşitli Haberler)
OZ , OZ TAMGASI , OZMAK , OZAMAK , OZAN Aktan Şahan @ (08 May : 00:55) (Çeşitli Haberler)
ARZUMAN YUNUS HAZRETLERİ Aktan Şahan @ (19 Mar : 23:07) (Çeşitli Haberler)
İZİNDEYİZ...
Flash Clock
Play Music:


 
Chatbox
Yorum gönderebilmek için üye olmalısınız - lütfen giriş yapın yada kayıt olmak için buraya tıklayın


Henüz mesaj yok.
Sarilar.Cc Hakkında


Ilıcak su kaynağından
bir yudum suyu ,
Kaya Hardalınının tadını ,
Fıstık Ağaçlarının esintisi ile
gelen tertemiz havayı ,
Baharda açan çiçeklerin
çeşit çeşit kokusunu ,

Hayatlarının son demlerinde ,
bir kez daha
duyumsamak istediği halde ,
buna imkan bulamamış,
Tüm Canlar'a ithaf edilmiştir




Ilıcak'ı su kaynağını
hepimiz için
simge yapan şey ,
Dayanışmamızdır ,
Ortak değerlerimizdir,
Hatıralarımızdır,
Çok daha güzel su kaynakları
varken dünyada ,
Bizim için eğer Ilıcak Önemli idi ise ,
bunun altında yatan sebeb kaynağın
kendisi olamaz ,
Şeklen artık
olmamasına rağmen ,
hala adı konuşulabiliyor ,

Bize güzel görünen şey ,
aslında ne fıstık ağaçları ,
ne de kırmızı toprak
Bizlere güzel görünen ,
ne saylak taşları ,
ne de Ilıcak ...

BİRBİRİMİZİZ ,

Bizim sevdalarımızın üzerine
kimse baraj da kuramaz !!
Anket


Toplumsal Kalkınmanın En Önemli Aracı Nedir ?



Kültürel Dayanışma

Ekonomik dayanışma

Siyasal Dayanışma

Diğer Dayanışma modelleri

Facebook

Msn



Gönderen Aktan Şahan
Oylar: 360
Önceki anketler

Picture on the week
Picture on the week
Sarılar Köyü ve Gaziantep Çepnileri için
Bu site e107 cms kullanarak yapılmıştır, ve GNU Genel Kamu Lisansı ile korunmaktadır.
ALİ AKTAN ŞAHAN
 
Haberler : 2023
PtsSaÇrşPrşCumCtsPzr
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728293031
 
Dil Seç


Latest Comments
bullet [haber] Diğer Milletlerin Gözü ile Çepniler ;
Gönderen fenomen : 01 Jan : 12:43
HELAL OLSUN

bullet [haber] Ay Yıldızlı Al Bayrak
Gönderen Gürbüz : 20 Sep : 01:25
Allahtan rahmet diler t [ more ... ]

bullet [haber] Cumhuriyet Devrinde Karadeniz Bölgesinde Çepniler
Gönderen Aktan Şahan : 09 Mar : 09:03
Do [ more ... ]

bullet [haber] Cumhuriyet Devrinde Karadeniz Bölgesinde Çepniler
Gönderen Şahin Çokbilir : 08 Mar : 03:50
Merhaba Ali AKtan karde [ more ... ]

 
Çevrimiçi
Ziyaretçiler: 3
Üyeler: 0
Bu sayfada: 2
Üyeler: 499, En Yeni: Halit
Latest Forum Posts
No posts yet
No posts yet